Daha önce 5-7 Kasım tarihleri arasında üç gün, 2-6 Aralık tarihleri arasında ise beş gün süreyle iş bırakma eylemi yapan aile hekimleri bugün itibariyle iş bıraktı. Yeni Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne karşı tepkilerini göstermek amacıyla iş bırakan hekimler 10 Ocak Cuma günü mesai bitimine kadar hizmet vermeyecek. 8 Ocak’ta tüm devlet ve üniversite hastanelerinde de iş bırakma eylemi yapılacağı açıklanırken, Denizli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, “Daha yılın ilk ayında aile hekimliği merkezleri iflas ettirilmiştir.” dedi.

402364114 6761836247264933 4416616974342020888 N

“SİSTEM İFLAS ETMEK ÜZEREDİR”

“Yeni Sağlık Bakanı’nın kişisel inisiyatifi ile yürürlüğe giren yönetmeliğe karşı tepkimizi Kasım ve Aralık aylarında günlerce iş bırakarak göstermiştik. Arka arkaya gelen olaylar haklılığımızı ortaya koymuştur” diyen Prof. Dr. Ardıç, “Yönetmeliğin vereceği zarar o kadar belirgindi ki, Aile hekimlerinin sözleşme imzalamayacağından korkan bakanlık sistem üzerinde oynayarak aralık ayında kendi koyduğu kuralları uygulamamıştır. Fakat hukuki durum sürdürülemez düzeydedir. Sağlık çalışanlarına 3-5 kuruş fazla ödeme yaparak bizleri ve toplumu kandırabileceklerini sanmaktadırlar. Sorun, sadece sağlık çalışanlarının hakkettikleri ücretti alması değildir. Aile Hekimliği sistemi tamamen iflas etmek üzeredir.  Geçim kaygısına düşen geniş kesimlerin Aile Hekimliği Sistemi’ndeki sorunlarla nasıl olsa ilgilenmeyeceği düşünerek sorunlar halının altına süpürülmektedir” ifadelerini kullandı.

Aile Hekimliği 2 Aa

“AİLE HEKİMİĞİ YARI ÖZEL TAŞERON SİSTEM…”

“Türkiye’de Aile Hekimliği sistemi masraflar için devletin cari ödenek verdiği bir tür yarı özel taşeron sistemidir” diyen Ardıç, “Devlet sözleşme imzalayan hekime, çalışacağı yeri bulması, harcamalarını kendi yapması, yanında çalıştıracağı kişileri işe alması yani Aile Hekimliği Merkezini kurup yönetmesi yükümlülüğünü verir.  Harcamaları içinde belli kriterlere göre aylık bir cari ödenek tahsis eder.  Enflasyonun %63 olduğu 2023 yılında, 2024 için bu ödeneğe memur maaşları ile birlikte ikiye bölünerek yaklaşık %26 artış uygulanmıştı. Yalan enflasyonun bile %44 olduğu 2024’den 2025’e girerken asgari ücretin %30, doğalgazın %34, elektriğin %38 arttığı,  kira artışlarının ne olacağı bilinmediği, birçok mülk sahibinin %100 artış istediği bir ortamda, kendi bütçesinde yeniden değerleme oranını bile %43 yapan devletimiz bu cari ödeneği ne kadar arttırmıştır biliyor musunuz? Tam %11. Doğru dürüst maaş ödeyemediği için sağlık çalışanlarını fakirleştirmesinden bahsetmiyoruz, daha beteri kendi görevi olan temel sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi için gerekli kaynağı ayırmayarak buraların kapanmasının yolunu açmasını söylüyoruz” dedi.

Milletvekili Karaca’dan “Aile Yılı” tepkisi Milletvekili Karaca’dan “Aile Yılı” tepkisi

“SORUNLAR DAĞ GİBİ YIĞILMIŞTIR”

Şu anda sağlık sistemini yönetenlerinin mantığının düzgün çalışmadığını söyleyen Ardıç, “Ne bekliyorlar merkezlerin masraflarını çalışanlar kendi ceplerinden mi ödesinler yada şehrin dışına daha ucuz bölgelere mi taşınsınlar, doğalgaz elektrik, su harcamasınlar,  temizlik personeli çalıştırmasınlar, bakım onarım yapmasınlar mı? Aile hekimleri için çıkarılan yönetmelik sağlık sisteminin yapısal sorunlarını Aile Hekimlerinin sırtına yükleyerek Aile Hekimliği sistemini bir çıkmaza sürüklemeye adaydır demiştik, bütçe ile ortaya çıkan cari ödenek krizi bir anda aile hekimliği sistemini iflas noktasına taşımıştır. Bu davranış şekli sadece aile hekimliği için geçerli değildir. Devlet hastanelerinde, üniversitelerde sorunlar dağ gibi yığılmıştır. Sağlık bakanlığı için hastalar sadece doktorun yüzünü görüp reçetesini alsın yeterlidir. Sistem aksıyormuş, hastalarla doktorlar arasında güven ilişkisi kurulamıyormuş, kaliteli sağlık hizmeti verilemiyormuş, kişilerin cebinden yaptığı sağlık harcamaları yükseliyormuş, şiddet artıyormuş umurunda değildir” şeklinde konuştu.

Aile Hekimliği Aa

“HASTALARIMIZLA BERABER ÖLÜMÜ BEKLİYORUZ”

“Her gün şiddet tehdidi altında çalışıyoruz” diyerek durumu gözler önüne seren Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, “Parça parça her ay belirsiz bir gelire mahkûm ediliyoruz. Emeklilik haklarımız bizi ölene kadar çalışmaya zorluyor. Her gün insan haklarına aykırı bir iş yüküyle boğuşuyoruz. Hastalarımıza 5 dakika ayırmak zorunda bırakılıyoruz. Zorla Sağlık hizmetinin doğasına aykırı bir şekilde vardiyalı çalışmaya zorlanıyoruz. Geçici görevlendirmelerle oradan oraya savruluyoruz. İlk güçlü depremde yıkılacak binalarda hastalarımızla beraber ölümü bekliyoruz. Yöneticilerinin nobran tavırları nedeniyle işyerlerimizde huzur kalmadı. Üniversiteler sürekli bir borç yükü altında eziyorlar. Tıp Doktoru, Öğretim Üyelerinin özlük hakları yetiştirdikleri öğrencilerin gerisinde, tıp eğitiminin kalitesiyle ilgili hiçbir kaygıları yok. Uzmanlık eğitimini içinden çıkılmaz hale geldi. Ülkemizin en başarılı öğrencilerinin iyi eğitim alma haklarını ellerinden aldılar. Birileri kalitesiz bol miktarda doktor yetiştirilsin diye elinden geleni yapıyor. Bu yüzden sağlık örgütleri merkez yönetimleri Ankara’da yapılan toplantıda 6-10 Ocak tarihleri arasında Aile Hekimliklerinde, 8 Ocak’ta da bütün devlet ve üniversite hastanelerinde iş bırakma kararı almıştır. Denizli Sağlık Platformu olarak bu haftayı Sağlık Sistemi’nde yaşanan sorunları kamuoyu ile paylaşabilmek ve sorunların çözümlerini paylaşabilmek için fırsat olarak görüyoruz” dedi.

Muhabir: İBRAHİM ALAYONT