Basın Özgürlüğü Herkesin Hakkıdır

Basın Özgürlüğü Herkesin Hakkıdır

Basın özgürlüğü, demokrasinin temel taşlarından biridir. Özgür basın, halkın doğru bilgiye ulaşmasını sağlayan en önemli araçtır. Ancak ne yazık ki Türkiye’de bu temel hak, her geçen gün biraz daha erozyona uğruyor. Bir basın toplantısını haber yapan gazetecilere soruşturma açılıyor, bu yetmezmiş gibi haklarında gözaltı kararı veriliyor. Yalnızca bir haber nedeniyle verilen bu kararlar, basına yönelik baskının ne kadar sistematik ve ağır hale geldiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Bugün gazeteciler, sadece mesleklerini yaptıkları için soruşturmalarla, gözaltılarla ve tutuklamalarla karşı karşıya kalıyor. Sadece bu ay içinde 14 gazeteci tutuklandı. Sorgulamak, gerçekleri gün yüzüne çıkarmak ve halkı bilgilendirmek bir suçmuş gibi gösteriliyor. Oysa basının görevi, iktidarın ya da herhangi bir gücün hoşuna gidecek haberler yapmak değil, halkın çıkarlarını savunmaktır.

Geçmişe dönüp baktığımızda, susturulmak istenen gazetecilerin sadece tutuklanmadığını, öldürüldüğünü de görüyoruz.  Uğur Mumcu, "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz" diyerek gerçeklerin peşinde koştuğu için katledildi. Ahmet Taner Kışlalı, düşüncelerini açıkça dile getirmekten vazgeçmediği için susturulmak istendi. Hrant Dink, halkların kardeşliğini savunduğu için hedef gösterildi. Metin Göktepe, haber yapmaya çalışırken öldürüldü. Ve daha bunun gibi niceleri..

Bugün tutuklanan gazeteciler de aynı mücadelenin bir parçası. Gözaltına alınan her gazeteci, hapsedilen her kalem, sadece basına değil, bütün topluma bir gözdağıdır. Çünkü basın özgürlüğü olmadan demokrasiden, hukukun üstünlüğünden ve özgür bir toplumdan söz edemeyiz.

Eğer gazeteciler korkmadan yazamazsa, halk da gerçekleri öğrenemez. Eğer gazeteciler cezaevine gönderilirse, halkın sesi de susturulmuş olur. Eğer susturulan gazetecilere sahip çıkmazsak, yarın sesini yükselten herkes için aynı tehlike kapıda bekliyor demektir.

Basın özgürlüğü yalnızca gazetecilerin değil, tüm halkın hakkıdır. Bu mücadele, yalnızca meslektaşlarımızı değil, hepimizi ilgilendiriyor. O yüzden basın özgürlüğünü savunmak, sadece gazetecilerin değil, hepimizin görevidir. Onların kalemleri, gerçeklerin ve özgürlüğün savunucusudur. Ve unutmamalıyız ki, karanlığa yazılan satırlar, en çok ışığa ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda yol göstericimiz olur.  Susturulan kalemlerin mürekkebi kurumadan, tutuklanan gazetecilerin serbest bırakılması dileğimle.. 

Sevgiler!