Denizli’de yaşayan Orhan Fidan, imam hatip lisesinden mezun olduktan sonra başladığı hayat yolculuğunda hiç beklemediği kapılarla karşılaştı. Bugün Pamukkale Üniversitesi bünyesinde görev yapan bir din görevlisi olan Fidan’ın hikâyesi, sabrın, azmin ve kadere güvenmenin hayatı nasıl değiştirebileceğinin en güzel örneklerinden biri.
Kur’an’la Açılan Bir Kapı
Yıl 1999. Fidan, imam hatip lisesinden mezun olur olmaz iki yıl boyunca vekil imamlık yaptı. Ancak kadrolu atanamayan genç hafız, işsiz kaldı. Umutla geçen günlerin birinde, katıldığı bir tefsir sohbetinde Kur’an-ı Kerim okurken dönemin Denizli Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Mithat Ekici’nin dikkatini çekti. Hafız olduğunu öğrenen Ekici, onu tanımak istedi. Kısa bir sohbetin ardından, 15 gün sonra ev telefonundan arandı. Hastanede kendisi için bir iş vardı.
Otoparktan Morgun Sessizliğine
Fidan, göreve hastanenin otoparkında başladı. Asgari ücretle 14 ay boyunca dışarıda çalıştı. “Artık mesleğimi yapmak istiyorum” diyerek başhekimin kapısını tekrar çaldığında, bu sefer başka bir kapı açıldı: Hastane morgu.
Gassal olarak göreve başladı. Önce deneyimli bir imamla çalıştı, sonra yalnız kaldı. Dört yıl boyunca yüzlerce cenazenin yıkanmasına, hazırlanmasına ve uğurlanmasına eşlik etti. Bu süreçte sabrı, ölümü ve hayatın anlamını daha derin kavradı. “Morg sessizdir ama çok şey öğretir” diyen Fidan, o yılları bir hayat okulu gibi görüyor.
Ve Hayal Gerçek Oldu
Tüm bu süreç boyunca sınavlara da hazırlandı. 2007 yılında KPSS’den aldığı yüksek puanla Diyanet İşleri Başkanlığı’na atandı. Böylece gassallıkla başlayan hastane görevi sona erdi, hayalini kurduğu imamlık mesleğine kavuştu.
Bugün dönüp geriye baktığında, o günleri buruk bir gülümsemeyle hatırlıyor:
“Otoparkta çalışırken de, morgda görev yaparken de Allah’a şükrettim. Her görevin bir hikmeti vardı. Sabrettim, emek verdim ve sonunda hayalime kavuştum.”
Yaşamın Sessiz Kahramanları
Orhan Fidan’ın hikâyesi; kimsenin görmediği, duymadığı, ama en ağır sorumlulukları sessizlik içinde üstlenen insanların yaşamını hatırlatıyor. Gassal olmak belki çok az insanın tercih edeceği bir yol; ama Fidan o yolu kalpten gelen bir teslimiyetle yürüdü. Ve sonunda, hak ettiği yere ulaştı.
