Su Ürünleri tüketimi ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Dinçer, “Dünyaya baktığımız zaman kişi başı tüketim miktarlarında Maldivler 153 kg, İzlanda 90 kg, Japonya 70 kg ile ada ülkeleri öne çıkmaktadır. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde ise beklentimiz Avrupa Birliği’nin ortalaması olan 24 kg balık tüketimine yaklaşmaktır. Fakat ne yazık ki birçok etkenle birlikte tüketim değerlerimiz deniz kıyılarında kişi başı 19 kilograma kadar çıkarken Anadolu’nun içlerine doğru ilerledikçe bu oranın 1 kg altına düştüğüne ortalama olarak ise son 10 yıla baktığımızda Türkiye’de kişi başı 6.2 -7 kilogram arası düşük bir tüketim değeri olduğu görülmektedir” dedi.

“Haftada en az iki kez balık yemeliyiz”

Türkiye’de insanların balık tüketmeme nedenlerine değinen Prof. Dr. Dinçer “Halkımız deniz balığı ve çiftlik balığının tercihinde tereddüt yaşamaktadır. Bu algının artık bitmesi gerekiyor. Yetiştirilen balıklarımız yurt dışı pazarlarında 80 civarı ülkeye ihraç edilir iken ve dünya bizim balığımızı tercih ederken bu tereddütler ne yazık ki tercihlerimizi negatif etkiliyor. Ayrıca tür bazında sadece omega 3 oranları üzerinden tercih yapmak da doğru bir yaklaşım değil çünkü su ürünleri içerdiği esansiyel amino asitler, sindirilebilirlik avantajı ve mineral madde içeriği ile çok değerli bir hayvansal proteindir. Tüm bu avantajlara rağmen halkımız et ve kanatlı eti doğrultusunda tercih kullanıyor ve bu ürünleri daha çok tüketiyor. Ama sağlıklı bir yaşam için haftada en az iki kez balık yemeliyiz” diye konuştu.

Prof. Dr. Dinçer, balık tüketiminin öneminin yanında mevsimine göre balık tercihinde bulunulması gerektiğini söyleyerek “Bu sene palamut avcılığında ciddi bir yükselme var bununla birlikte Hamsinin tam zamanı. Balığı; bölgemize, fiyatına ve alacağımız besinsel içeriklere göre tercih etmeliyiz. Amacımız Omega 3 almaksa göç eden balıklar; sardalya, palamut, uskumru, hamsi tercihimiz olmalı. Fakat tüm yıl boyunca yetiştiricilikte başat türler olan çupra, levrek, alabalık ve özellikle son yıllarda yükselen değerimiz olan Türk Somonu tüketebiliriz” dedi.

“Hamsi tavası sağlıklı bir tercih”

Pişirme yöntemlerinin önemine değinen Prof. Dr. Dinçer, “Örnek vermek gerekir ise Omega 3 oranı dolayısı ile tercih ettiğimiz Hamsileri derin yağda kızartır isek çok ciddi Omega 3 kaybı söz konusu olur. Özellikle çift tavalı ‘Hamsi tavası’ mısır unu kaplaması ve kendi buharında ısıl işlem görmesi bu kayıpları engelleyen bir tekniktir. Izgara, fırın ve buğulama ise tüm türler için tercih edilen sağlıklı teknikler olmalıdır. Günümüzde airfryer, actifry gibi popüler mini fırınlarda ise tercihimiz 180-185 derece arası olmalıdır” diye konuştu.

Bakan Göktaş’tan Isparta’ya övgü dolu sözler Bakan Göktaş’tan Isparta’ya övgü dolu sözler

Kaynak: İHA