İstanbul, Kütahya ve Karadeniz’de yaşanan depremlerden sonra akıllarda o soru var. Neden deprem fırtınası yaşıyoruz? Büyük deprem bekleniyor mu? İstanbul depremini de değerlendiren Pamukkale Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kaya, drttv.com’a özel açıklamalarda bulundu.
Fay hatlarının yaşanan depremler ile farklılık gösterdiğine dikkat çeken Kaya; “İstanbul depremi yeniden gündeme geldi. Özellikle 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi'nden sonra Kuzey Anadolu Fayı'nın batıya doğru stres biriktirmesini bekliyorduk. Nitekim bu büyük depremin ardından yaklaşık 3 ay sonra Düzce Depremi meydana geldi. Bu da fay hattı üzerinde bir stres transferine işaret ediyor. Ancak bu süreçte Marmara Denizi içerisinde yer alan Adalar Segmenti kırılmadı. Bu da fay hattının batıya doğru devam eden kırılma zincirinde bir düzensizlik olduğunu gösteriyor. Özellikle Atalar bölgesinde bir stres birikimi gözlemleniyor. Marmara Denizi'nin doğu kesiminde ise bu anlamda daha belirgin bir yüklenme söz konusu. Ancak burada yer alan faylar, büyük ölçekte değil. En uzunu yaklaşık 50 kilometre civarında ve tek bir parça halinde de olmayabilirler. Bu nedenle bu segmentlerin üreteceği depremler genellikle çok büyük olmaz. Bu tür fayların maksimum üretebileceği deprem büyüklüğü 7.0 civarındadır. Ayrıca bu fayların özelliği gereği, yani fay karakteristiğindeki farklılıklar sebebiyle (örneğin normal fay tipi olmaları), çok büyük depremler üretmeleri beklenmez. Pür doğrultu atımlı faylar olmadıkları için, 7.1 ve üzeri büyüklükte depremler bu bölgede olası görünmemektedir” dedi.
