Son yıllarda Denizli’de de birçok kişinin bileğinde kırmızı ve beyaz ipliklerden yapılmış bileklikler görmeye başladım. Başta sadece bir aksesuar sandığım bu bilekliklerin aslında köklü bir geleneğin parçası olduğunu öğrendiğimde oldukça ilgimi çekti. Meğer adı Marteniçka imiş ve baharın gelişini simgeliyormuş!
Marteniçka, özellikle Balkan kökenli toplumlarda yaygın olan bir gelenek. 1 Mart’ta takılan bu bileklikler, baharın gelişini kutlamak ve sağlık, bereket dilemek için kullanılıyor. Kırmızı, hayatı ve gücü; beyaz ise saflığı ve yeni başlangıçları simgeliyor. Geleneğe göre, ilk leylek, kırlangıç ya da çiçek açan bir ağaç görüldüğünde bileklik ya bir ağaca bağlanıyor ya da suya bırakılıyor. Böylece doğaya teşekkür edilmiş ve dileklerin kabul olması için bir adım atılmış oluyor.
Denizli, doğasıyla, yaylalarıyla ve tarımıyla baharın kendini en güzel hissettirdiği şehirlerden biri. Şimdi bir de Marteniçka bileklikleriyle bu güzel mevsimi karşılamak ayrı bir anlam kazanıyor. Hemen hemen her yerde, bileğinde Marteniçka taşıyan birine rastlamak mümkün. Anlaşılan bu gelenek, Denizli’de de kendine yer bulmuş ve insanlara baharın gelişini hissettiren bir sembol haline gelmiş. Ben de bu gelenekten geri kalmadım ve hemen, hem kendime hem de eşimin bileğine dilekler tutarak iliştiriverdim bu bilekliklerden. Kim bilir belki de bu Marteniçkalar bize uğur getirir.
Eğer Denizli’nin doğasında leylekleri ya da çiçek açan ağaçları gördüğümüzde bilekliğimizi doğaya emanet edersek, belki dileklerimiz de kabul olur!
Doğanın uyanışı gibi içimizde çiçekler açsın, tüm dileklerimiz gerçek olsun..