Spor, dünya genelinde önemli bir yer edinmiş, 7'den 70'e herkesin hayatında var olan bir aktivite... Tabii spor denince birden çok dalı karşımıza çıkıyor. Basketbol, hentbol, voleybol, atletizm hatta yürüyüş yapmak da bir spor dalı aslında. Ama dünya üzerinde kendine yer bulmuş bir spor dalı var ki hastalık derecesinde, evet, futboldan bahsediyorum.
Futbolun tarihi MÖ 300-200'lü yıllarda Çin'de askerî eğitim amacıyla oynanan cujuya dayandığı belirtilse de modern futbolun ortaya çıkması ve yayılması futbolun beşiği olan İngiltere'ye dayanıyor. 1862 yılında 15 futbol kulübü varken, şimdilerde ise oldukça çarpıcı bir rakam karşımıza çıkıyor....
Evet, ben de merak ettim ve araştırdım. Dünya genelinde 301 binin üzerinde futbol kulübü, 1,752 milyonun üzerinde futbol takımı, 840 binin üzerinde futbol hakemi ve 113 binin üzerinde profesyonel futbolcu bulunduğunu öğrendim ve bu rakamlar bana inanılmaz geldi. Ülkemizde ise bu rakam benim ulaştığım verilere göre daha anlaşılır seviyelerde. Doğruluğundan tam emin olmamakla birlikte Türkiye'de profesyonel liglerde boy gösteren 140'a varan futbol kulübü olduğu yönünde, amatördeki takımlarımızdan bahsetmiyorum bile ama biz tabii Süper Lig takımlarını daha çok biliyor, onları daha çok destekliyoruz, özellikle de 4 büyükler dediğimiz Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor...
Evet, bu kulüplerimiz özel ve büyük camialar fakat Türkiye'de Anadolu kulüplerimizi es geçmek istemiyorum; mütevazı kadroları ve bütçeleri ile pastada kendilerine pay bulmak için çaba sarf eden ve onları yürekten destekleyen cefakar taraftarları...
Konu tam da şu an istediğim noktaya geldi işte. Biraz da kendi memleketimin takımı olan Denizlispor'dan bahsetmek istiyorum. Şu sıralar zor zamanlardan geçen, başkan bile bulamayan, kayyuma mı gidecek tartışmaları içinde olan gençleri ile mücadele vermeye çalışan ve önemlisi onları yalnız bırakmayan yeşil-siyah sevdalı gerçek taraftarlardan bahsedelim.
Süper Lig'in gediklisi diye bir tabir vardır. Futbolda Anadolu kulüpleri için söylenir bu tabir. Genelde kimdir o takımlar? Eskişehirspor, Bursaspor, Ankaragücü... Bu sayıyı arttırabiliriz ama Denizlispor da bu takımlardan biriydi bir zamanlar. Ee, dile kolay, 19 sezonunu Süper Lig'de geçirmiş bir takımdan bahsediyoruz. Bu sürede inişli çıkışlı dönemleri olsa da bir şekilde kendine yer bulmuş, hatta Avrupa'da da adından söz ettirmiş bir takımdı Denizlispor. O inişli çıkışlı dönemin bir yerinde, yani 2009-2010 sezonunda, Denizlispor bir alt lig olan 1. Lig'e düştü. 9 sezonda 1. Lig'de mücadelesini sürdürdü yine inişli çıkışlı bir grafikle. Yani anlayacağınız, Denizlispor taraftarı genelde cefa çekti ta ki 2018-2019 sezonuna kadar. O sezon takım müthiş bir ivme yakalamış ve Süper Lig'e yükselmişti. Yalnız bu yükseliş çok uzun sürmedi ve 2. sezonunda takım tekrardan bir alt lige düştü ve sonrasında çorap söküğü gibi geldi. Oradan bir alt lige, tekrar bir alt lige, şimdilerde ise 3. Lig'de mücadele ediyor ama zor bir mücadele çünkü dediğim gibi kulüp kongreye gidiyor, başkan adayı çıkmıyor, kulüp avukatları kulübün anahtarlarını şehrin yönetenlerine, yani Valiliğe ve Belediyeye teslim ediyor. Bunlar yetmezmiş gibi, FIFA'dan borçlardan dolayı 6 puanı siliniyor takımın ve 4 puanla son sırada yer alıyor. Yazarken üzülüyorum fakat şu bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor; Denizlispor yok oluyor, üzülen sadece cefakar taraftarlar oluyor.
Bakalım Denizlispor'un sonu ne olacak...