Hep eskiye özlem ile ilgili serzeniş de bulunuyor büyüklerimiz, eski ramazanlar, eski bayramlar, eski hayatlar, eski çocukluklar.
Ben bugün eski çocukluklara, ailelerin çocuklarda etkileri üzerine bir şeyler yazmak istedim ki bence günümüzün en büyük sorunu tabiki kişiye göre değişir bu durum.
Teknoloji her geçen gün gelişmeye ve değişmeye devam ediyor ve bizlerde bu değişime ayak uydurmak zorundayız peki ya çocuklar için durum nasıl olmalı sizce? evet onlarda teknolojinin içinde doğuyor ve büyüyor yararları yok mu kesinlikle var bir kere her konuda hayatımızı kolaylaştırıyor teknoloji fakat doğru ve bilinçli kullanıldığı takdirde.
Ben çok büyük değilim fakat bizim zamanlarımızda bile sokakta top oynayan çocuklar, beraber aktiviteler yapan gençler, sosyalleşen bir çevre vardı ama artık bunları göremez olduk. Sokaklarda çocuk yok çünkü hepsi evinde telefon, bilgisayar ya da tabletlerinden oyun oynuyorlar. Avmlerde gençler az çünkü artık her şey online ortamda sipariş verilerek sağlanabiliyor. Yine söylüyorum hayatımızı kolaylaştırdığı kesinlikle doğru fakat hayatımızı elimizden almıyor mu sizce? ya da aldı biz mi farkında değiliz ne dersiniz?
Neyse konumuzdan çok sapmadan çocuklarda teknoloji bağımlılığına dönmek istiyorum.
Burada en büyük sorumluluk ve görev kuşkusuz ki ebeveynlere düşüyor.
Ebeveynlerin çocuğun yanında teknolojik aletleri mümkün olduğunca kullanmaması, evde televizyon izleme sürelerini çocuğa göre ayarlamaları gerekmektedir. Çocuğa teknolojik aletlere uzun süre maruz kalmanın zararlarından bahsederken, ebeveyn sürekli telefonla uğraşıyor, televizyon izliyorsa çocuk tutarsızlığı fark eder ve bu konuda imkanları zorlar.
Kaliteli zaman geçirin
Her türlü teknolojik aletten uzak yalnızca çocuğa odaklı vakit geçirmeye kaliteli zaman denir. Her çocuğun ebeveyninin ilgisine ve onlarla kaliteli zaman geçirmeye ihtiyacı vardır. Ailesi ile kaliteli zaman geçirebilen çocuk teknolojik aletlere ihtiyaç duymaz.
Sınır koyun
2 yaş sonrasında çocukların tek seferde 20 dakikadan daha uzun süre teknolojik aletlere maruz kalmamasına ve toplamında 1 saati geçmemesine dikkat etmek gerekir. Çocuk süresi dolduğu zaman meşgul olduğu teknolojik aletin kapatılması gerektiğinin bilincinde olmalıdır. Okul öncesi dönemde saatin akrep ve yelkovanı gösterilerek sürenin ne zaman biteceği çocuğa anlatılabilir. Aileler bu konuda esneklik gösterirse, çocuğun direnişleriyle karşı karşıya kalır. İşte en büyük meselede bu aslında hiç bir zaman hiç bir konuda sınır koymayı bilmiyoruz biz sadece çocuk olarak değil ailemize, arkadaşlarımıza, akrabalarımıza... zamanında sınır koyamadığımız her şey korkunç bir hal alıyor ve sonunda üzülen biz oluyoruz.
Bu durumu en azından çocuklarımızda da yaşamamak adına onların teknolojiyi değil hayatı sevmeleri gerektiğini öğretmemiz gerekiyor. Çünkü telefon kamerasından daha yüksek kalite de çeken gözlerimiz var hiç kimseye hiç bir şey ispat etmek zorunda değiliz. Kameradaki silinebilir fakat gözlerinle çektiğin o anı gerçekten yaşadığın hiç bir şeyi silemezsin...
O yüzden son olarak diyorum ki hayatı sev anı yaşa...