Bir Ramazan Bayramı’nı daha geride bıraktık. Bayramlar, her yıl bizlere huzur ve mutluluk getiren, sevdiklerimizle bir araya gelmemizi sağlayan en özel zamanlardan biri. Ailelerin bir araya geldiği, sofraların bereketlendiği, gönüllerin yumuşadığı bu güzel günler, ne yazık ki çabucak geçiyor.

Bu bayramda da sevdiklerimizle hasret giderdik, büyüklerimizin hayır duasını aldık, mezarlık ziyaretleri yaparak kaybettiklerimizi dualarla andık, çocukları sevindirdik. Bayram telaşıyla yapılan hazırlıklar, sabahın erken saatlerinde kurulan kahvaltı sofraları ve dost ziyaretleri, içimizde sıcacık anılar bıraktı. Küçük bir çikolata, bir çift güzel söz bile insanın yüzünü güldürmeye yetti. Sokaklarda neşe içinde kapı kapı dolaşıp şeker toplayan çocukların sevinci ise bayramın en güzel yanlarından biri oldu.

Ancak bayram, her eve neşe getirmedi. Kimileri sevdikleriyle mutluluğu paylaşırken, kimileri için bayram acıyla geçti. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıkladığı verilere göre, bayram tatilinin ikinci gününde 709 trafik kazası yaşandı. Bu kazalarda 14 kişi hayatını kaybederken, 1.280 kişi yaralandı. Sevdiklerine kavuşmak isteyen birçok insan ne yazık ki yolların acı bilançosuna dahil oldu. Trafikte daha dikkatli olmamız gerektiği gerçeği, bayram sevincinin arasına kara bir gölge gibi düştü.

Bayramlar gelip geçici, fakat bizlere hatırlattıkları değerler kalıcı olmalı. Paylaşmanın, affetmenin, hoşgörünün ve birlik olmanın sadece bayram günleriyle sınırlı kalmaması gerekiyor. Eğer bu ruhu yılın her anına yayabilirsek, bayramlar sadece belirli tarihlerde değil, hayatımızın her gününde yaşanabilir.

Bir Ramazan Bayramı’nı daha uğurlarken, önümüzdeki günlerin de sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini diliyorum. Sevdiklerimizle daha nice bayramlara…