Günümüzün dijital çağında, çocukların ve gençlerin sosyal medya kullanımı hem ebeveynler hem de devlet kurumları tarafından dikkatle izleniyor. Özellikle son yıllarda artan çevrimiçi tehlikeler, sosyal medya platformlarını da daha sorumlu adımlar atmaya zorluyor. Bu alanda atılan son önemli adım ise, Amerikan teknoloji devi Meta'dan geldi.
Meta, Instagram platformunda 16 yaş altı kullanıcıların canlı yayın yapabilmesi için artık ebeveyn izni şartı getirdi. Ayrıca, özel mesajlarda uygunsuz içeriklere karşı geliştirilen otomatik bulanıklaştırma özelliği de bu yaş grubunda zorunlu hale getiriliyor ve kapatılamıyor. Bu değişikliklerin, önümüzdeki birkaç ay içinde ilk olarak ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya'da uygulanmaya başlanacağı bildirildi. Meta’nın “Teen Accounts (Genç Hesapları)” olarak tanımladığı bu yeni güvenlik politikası, Facebook ve Messenger platformlarını da kapsayacak şekilde genişletilecek.
Çocuklarımız İçin Atılmış Değerli Bir Adım
Bu gelişme, sadece uluslararası ölçekte değil, Türkiye’de de yankı uyandırdı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, bu kararı “memnuniyetle” karşıladıklarını duyurdu. Uraloğlu’nun ifadesiyle, Bakanlık tarafından yürütülen sosyal medya yaş kısıtlaması çalışmalarıyla uyumlu olan bu karar, dijital güvenlik politikalarının küresel düzeyde karşılık bulduğunun göstergesi.
Canlı yayın gibi gerçek zamanlı içeriklerin kontrolünün zor olması, çocukların siber zorbalık, istismar ya da yanlış yönlendirme gibi risklere daha açık hale gelmesine neden olabiliyor. Bu nedenle ebeveyn izninin bir filtre görevi görmesi, çocukların çevrimiçi deneyimlerinde önemli bir güvenlik katmanı oluşturuyor. Benzer şekilde, otomatik bulanıklaştırma teknolojisinin zorunlu hale getirilmesi de dijital ortamdaki müstehcen ve uygunsuz içeriklerle mücadelede büyük bir adımdır.
Denizli’de Sanal Devriyeler Görev Başında
Çocukları koruma konusunda sadece teknoloji şirketlerinin değil, güvenlik güçlerinin de önemli rolü var. Bu kapsamda, Denizli Emniyet Müdürlüğü tarafından yürütülen Sanal Devriye faaliyetleri dikkat çekiyor.
Toplumun güvenliğini sağlamak amacıyla internet ortamında gerçekleşen dolandırıcılık, yasadışı bahis, çocuk müstehcenliği, taciz ve diğer bilişim suçlarına karşı titiz bir çalışma yürüten emniyet birimleri, suç teşkil eden içerikleri tespit ederek adli süreci başlatıyor.
*2025 yılı Mart ayı verilerine göre, siber devriye kapsamında 391 şahıs/hesap hakkında adli işlem yapıldı.
*Ödeme sistemleri üzerinden gerçekleştirilen dolandırıcılık, yasadışı bahis ve diğer siber suçlara yönelik operasyonlarda ise 24 şüpheli şahıs yakalanarak haklarında adli işlem başlatıldı.
Bu çalışmalar gösteriyor ki, sanal devriyeler dijital dünyanın karanlık noktalarında nöbet tutmaya devam ediyor.
Sadece Şirketlere Değil, Ailelere de Sorumluluk Düşüyor
Bu tür güvenlik önlemleri ne kadar sıkı olursa olsun, en büyük görev yine ailelere düşüyor. Ebeveynler olarak çocuklarımızın dijital dünyadaki adımlarını yakından takip etmeli, onlarla açık ve güvene dayalı bir iletişim kurmalıyız. Kuralların ötesinde, neden-sonuç ilişkisiyle yapılan bilinçli yönlendirmeler her zaman daha etkilidir.
Meta’nın ve güvenlik birimlerinin attığı bu adımlar, dijital çağın çocuklarını daha güvenli bir geleceğe taşımak için atılmış önemli hamlelerdir. Artık mesele sadece içerik üretmek ya da tüketmek değil, içerikleri güvenli hale getirmek.
Çocuklarımızı dijital dünyanın karanlık köşelerinden korumak, hem bireysel hem toplumsal bir görevdir.